Dişlerimiz, alt ve üst çenemizde bulunan sert kemik şeklinde yapılardır. Yaşamımız boyunca iki grup diş gelişir: 6 aylık ve 2.5 yaş arası tamamlanan 20 tane geçici diş ve 7-13 yaş arası öncekilerin yerine geçen 32 daimi diş. Kesici ön dişlerimiz besini keser, köpek dişleri bunları parçalar, arka dişler besini öğütür.
Diş çürükleri daha çok koyu renklenmelerle birlikte görülen oyuklar olarak algılanmaktadır. Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı, şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturabilmektedir. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına ve oyuklara neden olmaktadırlar. Önlenebilir bir hastalık olmasına karşın dünyada diş çürüğü deneyimi yaşamayan çok az insan vardır.
Şekerli ve unlu yiyeceklerle bakterilerin buluşması sonucunda çürükler oluştuğuna göre herkes için bir tehlike var demektir. Ancak beslenmelerinde karbonhidratlı ve şekerli yiyeceklerin oranı çok yüksek olanlar bir de sularında florür oranı çok düşükse çok daha fazla çürük tehlikesi altındadırlar. Bakteri plağı tarafından oluşturulan aside karşı tükürük doğal bir savunma mekanizması oluştursa da tek başına çürüğü önleyemez.
Sabah kahvaltısından sonra ve akşam yatmadan önce dişlerin fırçalanması ve her gün diş ipliğinin düzenli kullanılması diş bakımında en etkili yoldur. Yiyecek artıkları en çok dişlerin çiğneme yüzeylerindeki girintilerde ve dişlerin birbirine değdiği ara yüzeylerde biriktiği için, diş fırçaları küçük başlı seçilmelidir. Diş hekimine belirli aralıklarla başvurmak bir çürüğü önlemek ya da erken yakalamada en iyi yoldur.

Ağız ve diş sağlığınız için;
Dişlerinizi günde 2 kez florürlü diş macunu ile fırçalayın.
Diş hekiminizi 6 ayda 1 kere ziyaret edin.
Günde 5 kereden fazla öğün almayın.
Beslenme alışkanlıklarınızı düzenleyin.
|